Hafriyat ilminden arkeoloji bilgisine İstanbul hazineleri

Cumhuriyet sonrası İstanbul'da yapılan arkeolojik kazıların detaylı fotoğrafları, İngiliz Birmingham Üniversitesi arşivlerinde bulunuyor. Bir çantanın içinden çıkan fotoğraf ve çizimler, 1927-1957 seneleri arasında yapılan kazıları kayıt altına almış.

KRONOS 31 Ocak 2021

Yahya Kemal Beyatlı, “Çocukluğum, Gençliğim, Siyasî ve Edebî Hatıralarım” adlı kitabında Türkiye toprakları dâhilinde bulunup çıkarılan kadim eserlere dair şu değerlendirmede bulunur: “Türk vatanında Bizans ve Latin kitabelerini asla yerlerinden kaldırmasınlar. Dünyada her milletin vatanı diğer bir milletin mirasıdır. Milletlerin tevarüs ettiği eserler kendi milliyetlerine mal olmuş eserlerdir. Toprak üzerinden nişâneleri kaldırmak ilim karşısında maziyi unutturmaz. Macarlar, Budin toprağını Türklük nişanelerinden ârî bir hâle getirmekle fena ettiklerini şimdi anlıyorlar.”

HAFRİYAT İLMİNDEN ARKEOLOJİ BİLGİSİNE

Cumhuriyet kadroları ile artan tarih hassasiyetinin oluşmasında hiç şüphesiz, Osman Hamdi Bey gibi son devrin Osmanlı ricalinin tesiri büyüktü. 1891 senesinde açılan Müze-i Hümayûn, Osmanlı topraklarında yürütülen eski tabiriyle hafriyat ilminin bir sonucuydu. Arkeolojinin Batılı ülkelerle beraber seyretmesinin en büyük sebebi Türklerin üzerinde bulundukları kadim mirastı.

Cumhuriyet devrinde de açılan bu cevher yabancı ilim adamlarının katkılarıyla genişledi. Yeni yönetimle beraber, payitaht İstanbul unvanı başkent Ankara’ya geçerken, imparatorluğun eski başkenti, pagan Roma ve Hıristiyan Bizans araştırmalarına açıldı.

SULTANAHMET,  BEYAZIT MEYDANI…

Uzun yıllar devam eden savaş, işgal, göç ve siyasi hareketliliğin müsaade etmediği arazi adım adım ilim çevrelerine teslim edildi. Bundan sonra, yabancı mütehassıs arkeologların başta yer altındaki tarihi mirası keşfetme yolculuğu hız kazandı. İstanbul merkezinde Sultanahmet Meydanı ve Beyazıt Meydanı seçilen yerlerin başında geliyordu. Yangınlarda tahrip olmuş kilise camileri, şehrin surları, hamamlar, sarnıçlar ve Bizans Sarayı kalıntıları, yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılıyordu. Bugün tarihi kıymetine paha biçilemez olan arkeolojik buluntulardan bir kısmı hâlâ yer altında, bir kısmı da İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

ÇANTADAKİ FOTOĞRAFLAR VE ÇİZİMLER

1927-1957 seneleri arasında İstanbul’da bulunarak bu kazılara katılan İngiliz sanat tarihçisi David Talbot-Rice’ın arşivi yakın bir zaman önce keşfedildi. Birmingham Üniversitesi Doğu Akdeniz Arşivi içinde bir çantada bulunan fotoğraflar ve çizimler, İstanbul’un yeraltı tarihine ışık tutacak belge ve bilgiler içeriyor.

785 parça görsel, çizim ve notlar henüz akademik ellerde tasnif edilip kaynak haline gelmiş değil. Arşivlerde sergilenen malzemeden birkaç fotoğrafı ve ulaşabildiğimiz bilgileri derledik.